12 Mayıs 2019 Pazar

Published Mayıs 12, 2019 by with 4 comments

RUMELİ FENERİ


Rumeli Feneri

 İstanbul Boğazın’dan   Karadeniz’e geçiş yapan deniz taşıtlarının  girişini ve çıkışını takip edilecek en son yerleşim yeri.Burayı
görmeden ölmemek gerekir dedik ve yola çıktık. Sekiz kişi gidecekken aksilikler oldu ve 4 kişi yola çıktık.


      Osmanlıdan hatta Bizans döneminden beri askeri önemi olan bölge 1950'ye kadar giriş çıkışı kontrol altındaymış, şu anda ise birinci dereceden doğal sit alanı içinde.
Yeni yerleşimlere izin verilmiyor.


   Nasıl gidilir diye pek düşünmeden,taksiyle gittik.Ormanlık arazilerden geçerken Boğaz'ın eşsiz manzarası ile Rumeli Fenerine vardık.


Hafta içi olmasından çok sakindi ve hemen kalenin surlarında gezinmeye başladık. Bize eşlik eden deniz manzarasını  mutlaka  ama mutlaka görmeniz gerekli.
   İstanbul’da yaşamanın en güzel tarafı : her ilçede farklı bir doğal ve kültürel mirasla  karşılaşmak.Ve gezerken hikayelerini öğrenmek  de heyecan verici oluyor.


Rumeli Feneri; kalesi ,feneri ,denizcilik hikayeleri, denizcilik müzesi ,çay bahçesi ve 2-3 tane balık lokantaları ve her soruya cevap veren insanları ile harika bir yerleşim. Kışın da gidilmeli Karadeniz’in devasa dalgalarını ve gemilerin dalgalarla tatlı mücadelesini seyretmek …



   Biz kalenin surlarında gördüğümüz manzara ile büyülenirken zamanı unuttuk.Fenere gitmek için yürürken 110 yaşındaki çınar ağacı, köyün kahvesi
camisi ,  güzel sokakları derken fenere geldik .Fenerin yüksekliği 30 metre denildi . Yükseklik korkusu olan arkadaş da  çıktı. Gördüğümüz manzaraya değerdi…






 Fenerin hemen yanında bulunan Saltuk Dede türbesi denize açılan balıkçıların çok sık uğrak yerlerinden. Gene fenerin hemen yanında Fenerin Müzesi'ne mutlaka uğrayın
İçerideki görevli tüm eşyaların ne zaman ve ne için kullanıldığını büyük bir keyifle anlatıyor. Denizdeki yardım çağrılarına verilen cevapları ve kurtarma ekibinin başarılarını da anlatıyor. Dinlemek için vakit ayırmaya değer…



           Manzara ,kale ,fener derken açlık geldi. En taze balık en uygun balık burada derken balık yiyemeden dönmek gerekti.



Tekrar gelmek için bahanemiz olsun dedik. Dönüşümüz, gidişimizden daha etkiliyiciydi. Rumeli Feneri ile Hacı Osman arası sefer yapan  150 numaralı otobüse bindik Sarıyer'de  indik.Sonrasında şehir vapuruyla 1.5 saat süren tekne yolculuğumuz Eminönü’nde bitti. Kesinlikle tekrar tekrar yapmak için bahaneler bulunmalı..




    RUMELİ FENERİN İSMİ
Konumundan dolayı Antik Çağlardan beri yerleşim yeri olarak kullanılan bölgenin ilk bilinen ismi PANİUM veya PANYUM burnu, Bizans döneminde ise
FANARAKİ veya FANAN’yan burnu idi. Türkçe anlamları ise Avrupa Feneri ya da küçük fener demektir.



Köyün ismi bir süre TÜRKELİ olarak kullanıldı . Daha sonra köy Rumeli yakasında olduğundan Rumeli feneri adını almıştır.




           Gezilecek Yerler

Öreke Kayalıkları
Antik ve Bizans dönemlerinde öreke kayalıklarının isimleri Kyangeis ya da Symplegades kayalıkları veya Bavonera ya da Geant kayalıkları denmiş.



Bu isimlerin Türkçe karşılığı ise Orakiye veya Öreke kayalıkları denmiştir.
     Bu efsanelere konu olmuş kayalar zamanla birbirinden ayrılmış beş büyük kayadan oluşmuştur. Osmanlı döneminde bu kayalara verilen isimler
Kanlı kayalar daha sonraları Koca taş, Kör taş, Mavi Kayalar ve Kızıl Kayalar denmiştir. 



.
      Bizans döneminde ise bu kayaların en büyüğünde Apollo tapınağının ve Pompeius Sütunu dikilmiş olduğu söylenmektedir.



Pompeius Sütunu ,deniz kazalarının önlemesi ve yol gösterici olarak kullanılmış. Bu sütunun üstündeki latince yazıları Setsini (1778) yorumlamış.



Sütunun tebirius adına dikildiğini ve sefere çıkacak gemilerin yol güvenliği için kurban adak yeri olarak kullanıldığını belirtmiştir. Zamanla sütun yıkılmış
Kaybolmuş fakat sütunun altındaki kaide kaya üstünde kalmıştır.



   
        Evliya Çelebi (1611-1682) seyahatnamesinde “ Kaleden taşra yüksek bir kule üzere bir fanus’u azim” bulunduğundan bahsetmesi burada daha önceleri
Bir fenerin bulunduğunun kanıtıdır . Aynı zamanda Ali Macar Reis 16.yy eseri olan Atlasın’da aynı noktada bir fenerin bulunduğunu işaret eder. 



   Günümüzde ise Öreke veya Roke veya Hera adı verilmektedir. Gene günümüzde bu beş kayalık ( adacık ) liman yapımı için araları doldurulmuş ve en büyük kaya ile kara arasında tam bir bağlantı sağlanmıştır.


Öreke kayaları

RUMELİ FENERİ
Asıl ismi Türkeli olan Fener;




 1855-1856 yıllarında kırım savaşı sırasında Fransız ve İngiliz savaş gemilerinin İstanbul Boğazı’nın Karadeniz girişine rahat girilebilmesi için Fransızlar tarafından (15.05.1856)  yapılmıştır. 1933’den sonra işletmesi Fransızlar’dan  Türklerin eline geçen fener 30 metre yüksekliğinde 18 mil uzaklıktan görülebilen  beyaz ışığı ile  günümüze kadar üç kere yıkıldığı ve tekrardan yapıldığı. Fenerin hemen yanında bulunan Saltuk Dede Türbesi  balıkçıların dua etmeden denize açılmadığı söylenmektedir.


Fener'den Liman ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü

   En farklısı ise Fenerin Müzesi , Fenerde kullanılan araç ve gereçler, haritalar, yemek kapları ,halatlar ve resimler ve Karadeniz veya Boğaz sularında
yardım isteyen gemilere kurtarma çalışmalarını anlatan görevlinin bilgisi. Uğramaya ve dinlemeye değer.
      

   RUMELİ KALESİ

Rumeli kalesi ise  ilk Cenevizler tarafından yapılan ve günümüzde kalan sütunlar arasında tarihi filim seti olarak kullanılmaktadır.



Osmanlı padişahı lV.Murat (1623-1641) tarafından bir hisar yaptırılmış, sultan murat adına yapılmış bir cami, buğday ambarı, cephanelik , büyük ve küçük toplar ve askerin kalacağı evler yaptırılmıştır. Maalesef günümüze sadece birkaç duvar kalabilmiştir. Osmanlı hamamı ise ikinci dünya savaşı sonuna kadar  askeri birlikler tarafından kullanılmış daha sonra terk edilmiştir.




    ÇEŞMELER
Gazi Hasan Paşa tarafından (1775) yılında yaptırılan iki adet çeşme park ve liman çeşmeleri diye anılmaktadır.
  Dere mahallesindeki Hacı Ahmet Ağa çeşmesi (1771)
Kabakçı Çeşmesi (1815)
Kaptan Bayram tarafından yaptırılan Atlama Çeşmesi (1936)
Maalesef onarım ve yenileme çabaları sonucunda tarihi değerlerini kaybetmişlerdir.
      

      CAMİLER



Ramazan Ağa Cami; 17.yüzyılda yapılan bir camidir.
Yeni Cami ise; Eskiden Kilse olan sonradan cami’ye dönüştürülmüş.


         RUMELİ FENERİ TARİHİNDEKİ ÖNEMLİ OLAYLAR
Birincisi,1352 yılında Rumeli feneri açıklarında yapılan Venedikler ile Cenevizler arasındaki deniz savaşıdır. Cenevizler kazanmıştır.



Diğeri ise Osmanlı İmparatorluğu zamanında Kabakçı Mustafa olayıdır. Kabakçı Mustafa’nın    Rumeli kavağı hisarından çıkarak Büyük deredeki çayır başında toplanan   yeniçeriler ile buradan hareket ederek padişah lll.Selim’i  tahtan indirip (1807) öldürmüşlerdir. 1808 ise Kabakçı Mustafa konağında, Mustafa Alemdar Paşa tarafından öldürtülmüştür.



  Rumeli Feneri köyünde 1899 yılında büyük yangın atlatmış 70 kadar ev yanmıştır.


Bizans döneminde , köy halkının çoğunluğu Rum, Osmanlı döneminde ise Türkler bölgeye yerleşmeye  başladı .



 En çok göç aldığı dönem Kırım Savaşı etkisinden kaçan Rizeliler Rumeli Köyü'ne yerleştirilmiştir.




 Mübadele zamanında ise tamamen Türk köyü olmuştur.



Rumeli Feneri Köyüne "Balıkcılık Üniversitesi “, ” Balıkcılar okulu ” da denilmektedir


Köyün dışında içimi güzel Çırpına içme suyu vardır.


Biz Gezmekten Çok Keyif Aldık Tekrar Tekrar Gideceğiz.


Rumeli Fener Köyünün Çiçekleri


Sizlere de Pati Pati Geziler :)
        

4 yorum:

  1. Çok güzel insallah bizde bir gün gideriz

    YanıtlaSil
  2. Sevim yine akıcı bir üslupla yazmışsın,oraya gitmiş gibi hissediyor insan,çok güzel bilgiler ve muhteşem fotoğraf kareleri ilçede süslemişsin,Eline yüreğine ve kalemine sağlık

    YanıtlaSil