14 Haziran 2019 Cuma

Published Haziran 14, 2019 by with 0 comment

GARİPÇE

GARİPÇE


         Rumeli kavağı ve Rumeli Feneri arasındaki küçücük bir koyun arkasına saklanmış.Kendi dünyasının sadeliği ve güzelliklerini korumak istemiş yüzyıllardır.
Keşfedildi...



1982 yılında doğal sit alanı ilan edilmiş,değişmesin olduğu gibi kalsın  istenmiş… Çok yerinde bir karar olmuş derim.. Yıllar önce ilk defa  gördüğüm zaman nasıl yani İstanbul'da böyle var ve biz yeni mi gördük demiştim… İnanın bana zamanın durduğu ve mekanların aynı kaldığı yer. İstediğiniz zaman gidebilirsiniz aynı kalacaktır derim lakin 3. Boğaz Köprüsü (Yavuz Sultan Selim Köprüsü)  biraz ilerisinde bulunuyor ne olur ne olmaz… Bir uğrayın.



        
         Kayalıkların arkasına saklanmış çiçekler ile bezenmiş sade evler ve  kıyıya çekilmiş balıkçı tekneleri… Çok şey anlatıyor gelenlere gidenlere..



Geçimin balıkçılıkla olduğu Garipçe köyü bir bakkal,bir kahve,birkaç balık restoranı ve birkaç hediyelik eşya veya el ürünleri satan tezgahtan ibaret bir köy.



  Meydandan,kalenin olduğu yere doğru merdivenli ve Arnavut kaldırımlı hafif bir yokuştan çıkılıyor. Kale’nin kalıntıları arasından deniz manzarasını ve üçüncü köprü’nün resimlerini çekmek çok iyi geliyor.Garipçe müdavimleri ise masa - sandalyesini ve kahvaltılıklarını  alıp denize karşı piknik yapıyorlardı…Manzaranın keyfini çıkartmayı bilenlerin yeri olmuş kalenin içi.


   GARİPÇE İSMİ

Antik çağdan kalan efsaneye göre Kayalıkların  arasında akbabalar yuva yaptığı yer olduğu için “GROPOLİS” yani “Akbabalar Şehri” denmiş yüzyıllarca .



Yunan Mitolojisinde  ise  lanetlenmiş Kral PHİNEAS’ın (Kahin tanrısı) yaşadığı yer demişler.
 Homeros ise Garipçe’nin eski adının KHARYBDİS olduğunu belitmiş.
Osmanlı döneminde ise Garipçe ismi Osmanlı Türkçesindeki ‘KARİB’ yanı ‘YAKIN’ kelimesinden gelmektedir denmiş.




     GARİPÇE'YE NASIL GİDİLİR




Garipçe'ye gitmeyi gözünüzde büyütmeseniz çok kolay ; Yapılması gereken sadece Taksim-Hacıosman metro'suna binip Hacıosman'a gelmek ve Hacıosman'dan kalkan 150 numaralı Hacıosman--Rumeli Feneri seferi yapan otobüse binmek.


    
     Başka bir ulaşım yolu daha öneriyim ; Eminönü-- Anadolu Kavağı vapuruna binip Sarıyer'de inin
ve yine 150 nolu Hacıosman--Rumeli Feneri seferi yapan otobüse binin derim.Tavsiye ederiz.
Biz dönüşümüzde bu güzargahı kullandık .Gayet Mutluyduk...


Sarıyer ilçesinin en küçük yerleşim yeri olan Garipçe halkı ise 93 harbi denilen (1877- 1878) Osmanlı-Rusya Harbi sonucunda göç eden Trabzon ve Rize Halkı yerleştirilmiştir. Sanırım geldikleri şehire benzer iklimi coğrafyası ve geçim kaynağı balıkçılık olması nedeni ile göç ile gelen geri gitmemiş,burada kalmışlar.


   1900’lü yıllarda Garipçe’de  17 ev varmış.


1970 ‘lı yıllarda ise 65’e kadar artmış.


2000’lı yıllarda ise 105 hane olmuş.



     Böyle kalması dileği ile derim...





GEZİLECEK YERLERİ
  

       GARİPÇE KALESİ



Meydandan merdivenli hafif bir yokuş ile varılan kale kalıntılarında bir çay bahçesi olsa iyi giderdi diye söylenirken.


     Kendi getirdikleri ile kahvaltı yapan aileyi görünce söylenmeyi bıraktık… Biz de tekrar gelişimizde yaparız dedik..


İstanbul Boğazı ve Karadeniz giriş çıkışına hakim olan Garipçe  Köyü kalesi ve Rumeli Feneri Kalesi her dönem değerli olmuş ,bakım ve onarım görmüş.


Cenevizlerden kaldığı bilinen kalenin aynı yerine Osmanlı Padişahı lll.Mustafa ( 1757-1774 ) tarafından Macar asıllı Fransız Mimar Baron François’e tekrardan yaptırtılmıştır. Günümüzdeki kale kalıntıları Osmanlı döneminden kalmadır.


Bizans ve Osmanlı dönemleri dahil askeri önemi olan Rumeli Feneri ve Garipçe köyü kalesinin değeri bilinmiştir.


     GÖZETLEME KULESİ



Gözetleme Kulesi ise gene Cenevizler zamanından var deniliyor ama Osmanlı döneminde Padişah lll.Mustafa’nın veya başka padişahın yaptırıp yaptırmadığı bilinmiyor.



Kalenin karşı tarafındaki yeşillikler içinde tepede tüm görkemiyle duruyor. Gidilmesi-gelinmesi zor bir yerde ve sadece yürüyerek gidebileceği söylendi.


Maalesef biz de başka bir zamana bıraktık gitmeyi..


   CAMİİ



Cumhuriyet dönemi camilerinden olan YENİ CAMİİ 1941 yılında yapılmış. Yeşillikler içinde kalan cami birkaç defa tadilat görmüş.


 yazın denize girilecek yerler




Garipçe'ye giderken,gelirken,sokaklarını keşfederken biz çok keyif aldık 

SİZLERE DE PATİ PATİ GEZİLER DİLERİM :)

     

     


       

 

0 comments:

Yorum Gönder